Neden iki Devlet kalıcı ?  Anlatalım. 1983 yılında, bağımsızlığını ilan eden KKTC Devleti’nin kuruluşundan bu yana, tam 37 yıl geçti. Bu Devlet tam 37 yıldır ayakta kaldı. Neden ayakta kaldı ? Tabii ki, ilk olarak, net bir biçimde söyleyelim... Türkiye’nin büyük desteği ile ayakta kaldı. Gelmiş, geçmiş KKTC hühümetlerini, şu veya bu nedenle eleştirebilirsiniz. Bu çok doğal. Ancak, KKTC Devleti’nin nasıl ayakta kalmayı başardığını, kökleştiğini ve en önemlisi tanınmamışlığın getirdiği binbir sorunla boğuştuğunu da teslim etmek gerekir.  “ Bizi kimse tanımaz, BM kararları var “ deyip işin içinden sıyrılmak kolay. KKTC’nin  tanınmasını  bir bakıma “yasaklayan “ BM Karalarının ilelebet, öyle olduğu gibi kalması mümkün değil. Bu sorunu aşmak Türkiye ve KKTC’ye bağlı. Uluslararası Hukuk uzmanlarının, tanınma konusuna ilişkin araştırma sonuçları, KKTC Devleti’nin er veya geç tanınacağını göstermektedir.

Peki, o halde, nedir şu “ federasyon “ sevdalılarının Rumlarla ayni çatı altında  birleşme arzusu ? Nereden kaynaklanıyor bu ısrar ?... Gerçi, KKTC’de “ federasyon “ çözümünü destekleyenlerin sayısı bayağı azaldı. Bugün “ İki ayrı Devlet mi, federasyon çözümü mü ? “ başlığı altında bir referandum yapılsa,  iki ayrı Devlet çözümü yanlıları kesinlikle, hem de çoğunlukla bu referandumda kazanır. KKTC  Devletini temsil ettikleri halde, bu devletin adını dahi kullanmadan, “ Kıbrıs Türk Toplumu “ yakıştırması ile hala sahne alanların, 37 yıllık, bağımsız, egemen KKTC Devletini inkar edermişcesine ve “ federasyon çözümünden “ başka hiç bir çözümün mümkün olmadığını söyleyenlerin dayanak noktası nedir ? Bunu da yanıtlayalım. Bir kere Rumlar, “ federasyon çözümünün “ gerçekleştiği takdirde, KKTC’nin ayrı devlet olarak tanınmasını engelleyeceğini bilmektedir. Bu nedenden dolayı da, Rumlar, “federasyon çözümünde “ ısrarlı. Bizde ise “ federasyon çözümü “ isteyenler o kadar yanlış bir yolda ki sormayın... Efendim  neymiş ?.. İki “kurucu devlet “ devlet çözümüne odaklanmışlar. “ Kurucu Devlet “ ne demek ? “ Constituent State “ demek... “ Constituent State, uluslararası alanda hiç bir zaman tanınmayan, kendi kendini idare etmek özelliğine sahip, ancak Rumların Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Merkezi hükümetine bağlı, ve bu Merkezi hükümetin izni olmadan hiç bir uluslararası ilişki kuramayan, bir yerel yönetim, o kadar... Yani KKTC halkı , 37 yıllık bağımsız, egemen devletinden vazgeçip şu “kurucu devlet “ safsatasına boyun eğecek, öyle mi ?... Buna İngilizce de “ Pull the other one, it’s got bells on... “ denir.

İşte, Rumların, “kurucu devlet” li “federal çözümde” ısrar etmelerinin nedeni bu ... Yani Rumlar, “ Kurucu Devlet “ kelimeciklerinden “ devlet “ kelimesine vurgu yaparak, “ İşte, sizinde, bir devletiniz olacak... “ sözleriyle politika yapmaya devam etmektedir. Halbuki, Rumların esas amacı egemenliklerini tüm adaya yaymaktır. Bu yüzden, tekrar “ federasyon çözümü “ müzakerelerinin başlatılmasına odaklanmış bir Rum Yönetimi ile karşı karşıya bulunmaktayız. Ancak, esas sorun, böyle bir “müzakere sürecini “ tekrar başlatmak isteyenlerde. Artık bu çok anlamsız “ federasyın çözümü “ müzakere sürecinin tekrar başlama olasılığına son vermek gerekir. Böyle bir süreç, tam da Rumların istediği gibi, KKTC Devleti’nin tanınmasını engellecektir.