AB (Avrupa Parlamentosu) Başkanı Martin Schulz, Avrupa Parlamentosunun müzakere sürecine yönelik desteğini göstermek için hem KKTCye, hem de Kıbrıs Cumhuriyetine geldi. “Kıbrıslılar” olmadan AB eksik gibi...

AB (Avrupa Parlamentosu) Başkanı Martin Schulz, Avrupa Parlamentosunun müzakere sürecine yönelik desteğini göstermek için hem KKTCye, hem de Kıbrıs Cumhuriyetine geldi. “Kıbrıslılar” olmadan AB eksik gibi çok abartılı sözlerle çocuk kandırırmışcasına bir tavır takınarak, gülücükler dağıtarak gitti. Bakın  Schulz neler söylemiş:  “Kıbrıslılar yeniden birleşmenin ertesi günü yalnız bırakılmayacaklar. AB, federal bir Kıbrıs çerçevesinde, bütün Kıbrıslıların refah ve parlak geleceği için en iyi güvenceyi teşkil ediyor. Yeniden birleşme olasılığı hiç bu kadar yakın, bu kadar somut olmamıştı. Müzakerelerin hızı ve derinliği etkileyici. AB en iyi garantiyi teşkil etmektedir.”

Belli ki Bay Schulz, iyice Rum politikaları ile doldurulmuş. Bir önceki yazımda da belirtmiş olduğum gibi AB tam anlamıyla Rum politikasını acayip bir biçimde seslendirmeye devam etmektedir. Bu akortsuz sesleri herkes duyabiliyor mu acaba? Bu konuyu defalarca vurguladık. Ancak yetmez. Gerekirse her hafta vurgulamaya devam edeceğiz. 2004 “Annan Planı” döneminde AB,  KKTC bağımsız, egemen Devletini hiçe sayıp, yok sayıp, Rum Kıbrıs  Cumhuriyetini ABye üye yapmış ve tüm Kıbrıs adasının artık AB üyesi olduğu yalanını bariz bir biçimde iddia etmişti. Tabii ki bu iddiaya hem biz, hem de “Kıbrıs Sorunu”nu bilen yabancılar hep beraber gülüp geçtik...

Ancak gülüp geçmek yeterli değil... Adamlar halâ “Kıbrıslıların” “refah” ve “parlak geleceği” için uğraş vermeye devam etmekte. Buna ne derler bilir misiniz? Buna “Comedie Francais” derler. Yani Fransız komedisi.  “Kıbrıslı” bir millet yok Bay Schulz. KKTC ve Kıbrıslı Türkler var. Kıbrıs Cumhuriyeti ve Kıbrıslı Rumlar var. AB, bu kadar basit bir gerçeği dahi kabul etmek istememekte ve KKTC ile Kıbrıs Türk Halkını karanlıkların içine gömerek Rumların insafına bırakmak istemektedir. Gerçekleri, kim haykıracak? Kim, bu Rum-AB saçmalıklarına son vermek için ayağa kalkıp kararlığını gösterecek? KKTC bağımsız, egemen Devletine kim sahip çıkacak?...

Yukarıda yazılanları ister milliyetci, ister duygusal olarak görenler olabilir. Alakası yok. Yukarıda yazılanlar en açık ve net bir biçimde gerçekleri ortaya koymaktadır. Mutlaka, AB içinde de bu gerçekleri görenler ve kabul edenler vardır ve olacaktır da... Önemli olan, bu gerçekleri ABye duyurmak. Hem de çok etkileyici bir biçimde vurgulayarak, Uluslararası Hukuku arkanıza alıp dile getirmek ve bunları sürekli yapabilmek. Daha önemlisi, KKTC halkının bu gerçekler doğrultusunda hareket etmesini sağlamak. O zaman belki 2-0 mağlup durumdayken, maçı çevirerek 3-2 , hatta 4-2 öne geçebiliriz. Gerçekleri görüp, çalışanlar, inananlar ve pozitif düşünenler sonunda mutlaka kazanacak.

 

Bu yazıyı oku Bay Schulz...