1976dan bu yana kurulmuş olan bu düzen ve sistem kör topal devam ederken devlet kurumlarındaki çalışmaları ve işleyişi hep adamına göre yaptığımız için yasaların uygulanmasında da zaafiyetler süre gidiyor. Uygulamalardaki haksızlık ve adaletsizlikler birçok insanımızın mağdur olmasını da sağlamıştır. Öğretmen, savcı, hakim, işçi gibi binbir türlü işe alımlarından tutun da polis terfilerine varıncaya kadar kimin kimin hakkını yediği belli olmayan bir düzen sağlandı ki gidiyor. Peki özel sektördeki ihaleler? Orada adalet var mı? Elbette düzen kokuşmuşluğunu orada da sürdürüyor. Bu geniş kapsamlı çürümede medya da payını almaktadır. Patron-iş adamı ilişkileri birçok gerçeğin su yüzüne çıkmasını engellemiştir. Adaletsizlikleri gün yüzüne çıkarmaya çabalayanlar ise görevlerinden uzaklaştırılmışlardır. Ne demişler “doğru söyleyeni dokuz köyden kovmuşlar”. Adada da bu atasözü kendini doğrulamaya devam ediyor. Ne yaparsanız yapın bu çarpıklık içerisinde doğru olanı yapmayı başaramazsınız. Son dönemde polis terfilerinde ve genel müdür atamalarındaki sıralamada da çok ciddi haksızlıklar varken, bir genel müdürün atanması bile büyük krizlere neden olmuştur. Onümüzdeki aylarda yeni bir genel müdür seçilecektir. Acaba beş adaydan hangisi seçilir? Adayların isimleri zaten bellidir, yazmaya gerek yoktur. Adayların yeterliliği ve meslekteki dürüstlüklerine bakıldığı zaman, siz olsanız elimizdekilerden hangisini seçerdiniz? Kendini hukukun üzerinde gören birçok mevki ve makam sahibi, kural tanımaz kişi varken, adaletin uygulanması nasıl sağlanır? Yıllardır hukuksuz olarak yaşamaktan sizce de bu halk bıkmadı mı? Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde belli oldu ki, insanlar değişimin peşindeler. Demek ki bir şeyler ters gidiyor ve insanların sosyal yaşamdaki ihtiyaçları karşılanmıyor. İstesek de istemesek de şartlar ve koşullar yeni bir siyasi anlayışın oluşması için ortamı hazırlıyor. Bu değişimin kaçınılmaz olduğu bir gerçektir. Buna direnen siyasi partiler ve kurumlar da bu saatten sonra ayakta kalamazlar. Dünyanın hiçbir yerinde polis genel müdürlüğünün atanması bu adadaki kadar önemli değildir. Nedense siyasi parti başkanları kendi partilerinin adamlarını orada tutabilmek için yarış içerisindeler. Bakalım daha ne gombinalar dönüyor da haberimiz yok. Şuna inanıyorum ki, en tepedekiler bile bundan ciddi anlamda rahatsızdır. Bu düzen ve hukuksuzluğun savunacak hiçbir şeyi kalmamasına rağmen, iliklerimize kadar işlediği için bir türlü kurtulamıyoruz. Yaşam artık bunu kaldıramıyor, bir an önce çürüklerden ve çürümüşlükten kurtulmalıyız. Yeni bir düzen ve sistem şart.