Chigozie Obioma …
Hani sık sık gazetelerimizde “Apartmanın 2. katından düştü ve öldü” diye haberleri yapılan Nijeryalılar var ya, işte onlardan biri…
Ancak Obioma ölmemiş, burada Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi’ni bitirmiş ve ABD’ye gitmiş…
Burada okurken, Nijeryalı öğrenci arkadaşı Jay’in trajik ölümüne şahit olmuş…
Obioma; özelde Jay’in, ama genelde buraya okumaya gelen başta Nijeryalı öğrencilerin yaşadıkları hayal kırıklıklarını romanlaştırmış…
Bu romanın 2018 yılında piyasaya çıkması bekleniyor… Obiama’nın “The Fishermen” adlı ilk romanı ise tam 26 dile çevrilmiş, birçok büyük ödülün sahibi olmuş…
Sevgili Mete Hatay’ın, bu Pazar günkü köşe yazısında, Chigozie Obioma’nın “dünya edebiyatı”na hızla girişini ve kısa sürede sağladığı başarıları okuyunca, bu yeni romanın bizim için nasıl bir “Geceyarısı Ekspresi” tehlikesi yaratacağının ilk ipuçlarını öğrenmiş oldum…
Mete’nin yazısı içinde, Obiama’nın 16 Ocak 2016’da “The Guardian”da yayımlanan ve çevirisini Yaren Fadıloğluları’nın yaptığı “Kuzey Kıbrıs’taki Öğrencilik Yıllarımın Hayaletleri” başlıklı yazısına da yer verilmiş…
İlk romanı ile dünyanın en prestijli 4 ödülünün sahibi olan Nijeryalı Obiama,belli ki bizi ve buradaki rejimi, üniversitelerimizi hallaç pamuğu gibi atacak… The Guardian’daki bu yazısında bunun ipuçlarını bol bol veriyor…
Nijeryalı öğrencilerin, kendi ülkelerinde buradaki üniversitelerin “aracıları” tarafından dolandırıldıklarını ve fazladan paralar ödediklerini yazan Obiama, buranın “Vizesiz giriş yapılabilen bir Avrupa ülkesi” olarak tanıtıldığını anlatıyor ve “kandırıldık” diyor…
Obiama, “The Orchestra of Minorities” adını taşıması beklenen yeni romanında,öyküsünü anlatacağı Jay’inaracılar tarafından “büyük yalanlarla kandırılarak” Kıbrıs’a gelmeye ikna edildiğini anlatıyor…
Ercan’ı “harap havalaanı” olarak tarif eden Obiama, arkadaşı Jay’in ilk hayal kırıklığını burada yaşadığını yazıyor.
Obiama’ya göre, arkadaşı Jay, havaalanından üniversite kampüsüne gidene kadar durmadan sorular soruyordu…
-Burasının Avrupa olmadığı doğru mu?
Tabii ki doğruydu ve yaşayarak bunu anlaması uzun sürmeyecekti. Anlayınca da kendisini içkiye verecek, trajik ölümünü kendi elleri ile hazırlayacaktı…
Obiama şöyle anlatıyor bizi:
“Sokaklar harap, altyapı ise ikinci sınıftı. İş yoktu. Nijerya’da aileler evlerini arsalarını satarak çocuklarını buraya gönderdiler ama hiçlikler diyarında hayal kırıklıklarından başka bir şey bulamadılar.”
Girne’de kiraladıkları evde, yaşadıkları zorlukları da yazısında anlatan Obiama, Jay’ın bir Cuma günü kayıplara karıştığını ve birkaç gün sonra sekiz katlı apartmanın altındaki kapalı alanda çürümüş kokmuş cesedini bulduklarını anlatıyor.
Jay; çatıda bol bol bira içmiş ve asansör boşluğundan düşerek can vermiş…
Tabii Obiama, Jay’ın 2009’daki ölümünün ardından daha ne kadar Nijeryalı öğrencinin aynı biçimde burada can verdiğini bilmiyor…
Bizim bunca ölümün ardından hiçbir önlem almadığımızdan da eminim haberi yok…
Oysa; sadece bu yıl içinde; Mart ayında Mağusa’da, Nijeryalı Bright Chibuzo apartman dairesinde ölü bulundu…
Yine Mart ayında Lefkoşa’da Nijeryalı 18 yaşındaki kız Mariam evinde ölü bulundu…
Mayıs ayında, Mağusa’da 24 yaşındaki Nijeryalı Barka,apartman dairesinden düştü ve öldü…
Haziran ayında Girne’de Nijeryalı öğrenci Kamoru evinde ölü bulundu…
Ülkemizde halen 7000 dolayında Nijeryalı öğrenci var ve medyada sık sık; intihar, cinayet, iş kazası ve tecavüz olaylarında bu insanların adı geçiyor…
Ülkemizdeki “yüksek öğretim”le böbürlenen, öğrenci sayısı 100 bini aşıyor diye zil takıp oynayanlar şimdi oturup “üniversite enflasyonu”nun yarattığı tahribatı tartışmalıdırlar…
Siyaset kurumu, acilen bu gidişe “dur” demezse, dünyaya daha çok rezil olacağız…
Birkaç kişinin zengin olması uğruna, ülkenin tüm dünyaya bu biçimde tanıtımı bize sonuçta “Eksik olsun bu kadar büyüme, bu kadar öğrenci” dedirtecek…
Bu insanları kandırarak, dolandırarak buraya getirmek, onları ev sahiplerinin insafına terk etmek, kendilerine hiçbir “rehberlik” ve “adaptasyon” hizmeti vermemek,bu ülkeye yapılabilecek en büyük kötülüktür…
Bu konu, en üst düzeyde ele alınması gereken, olağanüstü bir yıkıma aday hale gelmiştir.
“Ünivesiteler ülkesi” olacağız diye diye, genç Afrikalılar’ın mezarlığı olmaya doğru gidiyoruz…
Bizim yıllardır bu konuda yazıp söylediklerimizi, şimdi uluslararası üne kavuşmuş bir Nijeryalı yazacak ve belki de bu kitap, bizim “üniversiteler ülkesi” hayallerimizi bir anda sıfırla çarpacak…
Binbirinci kez uyaralım dedik…