Geçen hafta Serdar Denktaşı yazmıştım. Bazı  CTP’lilerden bir miktar hayret ve sitem aldım. 

Nasıl olurmuş  da Serdar’ı  iyibildiklerim ve doğru gördüklerimle yazarmışım.Serdar Denktaş’ı  CTP ile  hükümet ortaklıklarında  tanıdım.  CTP ile uyumluydu.  2007 yılında  UBP’nin  Genel  Sekreteri’nin  partisinden kopartılarak kendisine ÖRP diye bir parti kurdurulacağını duyduğumda inanmamıştım. Ancak  kaynağım sağlamdı. Hatta daha bu parti kurulmadan CTP’den önemli isimler,  o zamanın üst düzey AKP’li bir yetkilisiyle temas için İstanbul’a hareket etmişlerdi. Kaynağım da kurulacak partide rol alacaktı. Nitekim kısa bir zaman sonra, Lefkoşa’da Ortaköy bölgesinde kurulacak yeni partinin sorumlularından birinin evine girerken , İstanbul’a da gitmiş olan ekip ve CTP’nin üst düzey yöneticileri  basın mensupları tarafından görüntülenecek, biz de  KKTC halkıyla birlikte mevcut kabinenin bakanları olarak ertesi gün bunu basından öğrenmiş olacaktık. Bilgi kaynağım hayatta. Olayın mimarları hayatta. Görüşmeciler, evinde ziyaret edilen ÖRP’li yönetici arkadaş hayatta. Kısacası bu hikayenin şahidi çok.

Serdar Denktaş, Tanrıların isteğiyle hiç beklenmedik bir anda hükümet dışında brakılmıştı. Bu işi savunma  ve kılıfını hazırlama görevi de  (Partide kendisine Mevlana benzetmesi yaptığım için bana kızan) dostum Ferdi Sabit Soyer’e düşecekti.  Ferdi Sabit çok  inandırıcı olmayan bir gerekçe bulmuştu,“CTP- DP koalisyon hükümeti Kamu Reforumu’nu Serdar  Denktaş yüzünden yapamıyordu.”

Sanırım CTP siyasi tarihinde bu makyavelist  tavır,  siyasi etik olarak yüz kızartıcı bir olay olarak yerini alacaktır. Nitekim bu olayla, olayın mimarlarından olduğunu bildiğim bir CTP’li arkadaş bana şu tesbiti yapacaktı, “ Şimdi işimiz daha zor, çünkü bu koalisyonu ÖRP ile değil AKP ile yapmış olduk, Serdar Denktaş’la dans etmek kolaydı, ya şimdi?”. Doğrusu çok şaşırmıştım,  adam hem bu işin mimarı, hemde yeni kurulan koalisyondan endişe duyuyordu. Ya mimar olduğunu gizlemeye çalışıyordu yada evdeki hesap çarşıya pek uymamıştı.

2007’de CTP-DP  koalisyonunun bozulması, CTP için kötü sonuçlar doğuracaktı. Nitekim DP hükümetten atıldıktan sonra sağ cenahtaki partiler ve toplum kesimleri ÖRP’li hükümetin karşısında birleşip, muhalefetisağda ortak cephe haline dönüştürmüşlerdi. Parlementoya karşı bir çeşit boykot uyguluyorlardı. Komitelere  ve oturumlara katılmıyorlar,milletvekillikleri düşmesin diye sadece yoklamaya katılıp, daha sonra meclisi terk ediyorlardı. Hatırlayanlar hatırlayacaktır, ortak otobüsler tutup köy köy, kasaba kasaba gezip, Parlemento dışında Muhalefeti yükseltmişlerdi. 2007-2009 yıllarında Annan Planından sonra yükselen ekonomik değerler, durgunlaşmış hatta krize dönük bir seyir izliyordu.

Birde,Tanrıyla arası iyi olmayan CTP’lileri Allahın gazabı yine bulmuş, o yıl çok büyük bir kuraklık yaşanmıştı. Sözüm ona  perde arkasında Hükümeti bozan  ve yeni Hükümet oluşmasına sebep olanlardan da bir yardım gelmiyordu. Tam tersine o meşhur “Ekonomik Protokol” imzalansın mı? Yoksa imzalanmasın mı? Keskin virajında duruluyordu.  Sendikaların ve sivil toplum örgütlerinin “Göç yasası” dedikleri ve çalışanların haklarının budanacağı, yeni işe başlayacak olanların eski çalışanlaradan daha geri haklarda çalışma hayatına başlayacakları, bir çok düzenlemeyi içeren dayatma protokol imzalanamıyordu. Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine 2007 yılında benzer bir ekonomik reçeteyi İMF dayatıyordu.  AKP hükümeti ise İMF’ye “ Ümmüğümüzü sıkamassınız,  biz sizin dayatma reçetelerinizi değil, kendi reçetemizi uygulayacağız” diyebiliyordu.  KKTC’ye gelince, KKTC’nin İMF’si gibi davranan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti“Biz sizin ümmüğünüzü sıkarız” diyordu.

Ve nihayet 2009 yılında seçime bir yıl kalaÖRP’li CTP Hükümeti, Ekonomik paket virajını alamayıp, erken seçim kararı aldı. Ben buna “Serdar’ın Gazabı” demiştim.

CTP’nin ÖRP konusundaki hatası, “Yüce iktidar” aşkına aradan yıllar geçmiş olmasına rağmen yine tekrar edecekti. 2013 yılında CTP’nin kurduğu DP ortaklı hükümet, 2015 yılında CTP’nin Başkan değişmesi ile yine Serdar Denktaş’ı ortada bırakacak ve KKTC’nin İMF’sine yaranmak ve daha fazla anlayış ve siyasi menfaaat için DP’li koalisyon ortaklığından UBP’li koalisyona geçecekti. Bu şekilde,  TC’nin uslu çoçuğu  UBP’nin sayesinde KKTC’nin İMF’sinden kapalı olan musluklar açılacak,işler yeniden kolaylaşacaktı.

Nevar ki yeni ortak UBP, “YENİ” CTP’den daha İMF’ci olduğundan, KKTC’nin İMF’si tarafından afarozlu olan CTP’yi ilk fırsatta hükümetten atarak DP  ile ortaklık kurdu.

Ben de buna dabu defa  “İktidar Hırsının Gazabı” dedim. Kimi CTP yöneticileri gezdikleri yerlerde parti üyelerine “Aman AKP’yi eleştirmeyelim, tekrar Hükümete gelmemiz için bu şekilde gerekli” diyorlarmış. Bu  Makyavelist, oportunist kafa var oldukça  daha çok GAZAP çekileceği belli değil mi ?