Mehmedali Talat’ın ve CTP’nin Cumhurbaşkanlığına yürüyüşü
Mehmedali Talat’ın ve CTP’nin Cumhurbaşkanlığına yürüyüşü sol bir perspektifle değerlendirilmede, materyalist olmayan popülist sığ düşüncelerden dolayı geçiştirilmiş oldu.
İhtiyaç duyulan bu sol perspektifle şimdiki Cumhurbaşkanı Akıncı olayı da doğru yorumlanmazsa ayni durum onun için de geçerli olacak.
Bu sol düşünce analizi biçiminden uzak olan Başkanların, Cumhurbaşkanlığını sadece Kıbrıs sorununun çözümü konusunda misyoner veya görüşmeci statüsünde değerlendirmesinin rolü de çok büyüktür.
CTP’nin Cumhurbaşkanlığına yürüyüşü bu yazıya sığmaz. Ancak cumhurbaşkanlığı hedefi 1970’li yıllarda bir çok CTP’li için bir ütopyaydı. 20 Haziran 1976 KTFD Devlet Başkanlığı Seçiminde CTP adayı Ahmet M. Berberoğlu 11 bin 739 oy almış, Rauf Raif Denktaş UBP adayı olarak 41 bin 242 oy almıştı.28 Haziran 1981çok tartışmalı sonuçları olan KTFD Devlet Başkanlığı Seçiminde bu sefer CTP adayı Özker Özgür 8.958 oy alırken, Rauf R. Denktaş Ulusal Birlik Partisi- amblemi altında 36.386 oy almıştı.9 Haziran 1985 bu sefer KKTC Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinde, CTP adayı Özker Özgür 14.412 oy alırken bağımsız aday çıkan Rauf R. Denktaş 55.349 oy aldı.
Çok gergin ve baskıların, anti demokratik iç ve dış müdahalelerin olabildiğince artığı 22 Nisan 1990 da KKTC Cumhurbaşkanlığı Seçiminde bağımsız aday çıkan Denktaş’ın karşısına, CTP’nin, TKP’nin, DHP’nin, YDP’nin ve TAP’ın oluşturduğu bu dönem yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinde ortak şeçim ittifakı için yaratılan Demokratik Mücadele Partisi DMP yarışacaktı. Ancak DMP resmen cumhurbaşkanı adayı çıkarmamış ve kendi içinden konsensusla Cumhurbaşkanı adayı olarak İsmail Bozkurt’u belirlemişti, ancak İsmail Bozkurt da bağımsız olarak adaylığını koymuştu. Bu seçimde UBP’nin desteklediği bağımsız aday Rauf Denktaş 61.404 oy alırken DMP’nin desteklediği bağımsız aday İsmail Bozkurt da 29.568 oy alabilmişti. 15 Nisan 1995 KKTC Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde CTP adayı Özker Özgür 17.627 oy alırken bilinen sağ partilerin en büyüğü konumunda olan UBP tabir yerindeyse seçime iki adayla katılmıştı. Bu seçim sonuçlarına göre de UBP adayı Dr. Derviş Eroğlu 22.450 oy alırken, Rauf R. Denktaş bağımsız aday çıkarak 37.563 oy almış ve seçim ikinci tura kalmıştı . 22 Nisan 1995’te 2. Tur seçim sonuçlarında Derviş Eroğlu UBP adayı 31.972 oy alırken, Rauf R. Denktaş bağımsız aday olarak 53.235 oy alarak tekrar Başkanlığa seçilmişti.
15 Nisan 2000 KKTC Cumhurbaşkanlığı Seçimine gelinildiğinde CTP de Özker Özgür depreminin sonuçları yaşanmaktaydı . Parti 1998 genel seçimlerinden de ağır bir yenilgi alarak çıkmış ve seçim sonuçlarını %13 civarında oy alarak tamamlayabilmişti. 2000 bin yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçiminde kendi adayı yerine solda ortak aday arayışına yönelmişti, sol sendikal kesimlerde yapılan nabız yoklamalarında Denktaş’a karşı ortak aday arayışları Akıncının ismini ortaya çıkarıyordu. Nasıl olsa CTP henüz yaralarını sarmakla meşguldü. CTP’nin önerisiyle Akıncıya teklif götürüldü. Ne var ki Sn. Akıncı ve başkanı olduğu parti TKP o günkü hükümette UBP ile koalisyon ortağı idiler. Akıncı hükümet ortağı olduğu UBP ye Cumhurbaşkanlığı seçiminde rakip olmayı uygun bulmuyordu. Belki de CTP ile adaylık konusunda işbirliği yapmayı uygun bulmadığından CTP’nin teklifini red etti. Bunun üzerine Parti başkanı Mehmetali Talat CTP Cumhurbaşkanı adayı oldu. Çok ilginç olan daha sonra bilinmeyen sebeplerden solun ortak adaylığı kabul etmeyen Akıncı da bu seçimde adaylığını koyacaktı.2000 bin yılı Cumhurbaşkanlığı seçim sonuçları siyasetin sol ve sağ yelpazesindeki parti ve kişilerin aldığı oy dağılımı şu şekilde sonuçlanmıştı. Arif H. T. Desem (Yurtsever Birlik Hareketi-2.545), Mehmet Ali Talat (CTP-9.834), Ayhan Kaymak (bağımsız-369), Mustafa Akıncı (TKP-11.469), Rauf R. Denktaş (bağımsız-42.820),Turgut Afşaroğlu (bağımsız-553), Şener Levent (bağımsız-899), Dr. Derviş Eroğlu (UBP-29.555).
2000 yılı seçim sonuçları CTP için toparlanma ve Özker Hocanın partiden atılmasıyla ortaya çıkan moralsizliğin, örgütsel dağınıklığın ve kırgınlıkların artık görmezlikten gelinemeyeceğinin ve bu durumun ortadan kaldırılmasının şart olduğu gerçeğini ortaya çıkarmıştı. Ayrıca 70’li yılları üzerinden 30 yıl geçmiş olmasına rağmen Cumhurbaşkanı Denktaş Toplum Lideri sıfatını her türlü imkanı, olayı kullanarak koruyabilmekteydi. Peki Toplum Lideri sıfatı yarım asırdır Denktaş’ın elinde bulunmaktaydı? Bunu değiştirmek mümkün müydü? ( Hafta devam edecek )