Bugün 29 Ekim 2023...  Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun tam 100. Yılı.  Bu mutlu günü bütün Türklük dünyası kutluyor.  Biz de kutluyoruz, çünkü Türkiye bizim Anavatanımız ve kurtarıcımızdır.  Ayrıca Ulu Önderr Ata’mızın gösterdiği yolda yürüyoruz.
            Ta öğrencilik yıllarımızdan beri kutladığımız bu gün, her Türk ferdi için çok anlamlıdır.  O nedenle bu kutlama için yazıyorum bugünkü yazımı ve soruyorum!
            “TÜRKİYE CUMHURİYETİ 100 YILA NASIL ULAŞTI?”
            Bu soruya verilecek pek çok cevap vardır.  Bunu söylerken de şu ifadeyi kullanmam lazım.
            “Türk’ün dostu Türk’tür.”
            Bu yorumumla bunu açacağım...
            Türkiye 1876’ya kadar mutlak monarşi ile idare edildi.  Osmanlı tahtı, hep babadan oğula geçti.  Tahta geçenlerin siyasi iradeleri, güçleri ve zaafları çok önemliydi Türkiye için.
            Asırlara yayılan koca Osmanlı İmparatorluğu, maalesef son durağına kadar pek çok savaşlar ve hezimetler yaşadı.  Son padişahın zaaflığı, koca imparatorluğu batının eline teslim edişiyle, Mustafa Kemal isimli kahraman askerin “Vatan elden gidiyor” anlayışı ile harekete geçmesi ile milli mücadele başladı ve o mücadele zaferle sonuçlandı.
            Türkiye’nin o zaferlerden sonraki son noktası, Lozan Anlaşması’ydı.  O anlaşma ile Türkiye’nin sınırları çizildi, topraklarımız düşmandan arındırıldı ve Oniki Adalar’la Kıbrıs elden gitti.
            Hani bir doğumda anne ile çocuk tehlikeye girince, “Biz anayı kurtaralım” derler ya, Türkiye’nin sınırları da o anlayışla çizildi ve ana kurtuldu.
            Kıbrıs’ın elden gitmesi de, Osmanlı’nın İngilizlere olan borç yüzünden gitti.  Osmanlı’nın en zor zamanında İngiltere Osmanlı’dan kiraladığı Kıbrıs’ı kendi topraklarına katmıştı.  Yani biz Kıbrıs Türkleri’nin de bu mücadelede bir katkı payı vardır, yıllara yayılan acılarımız olsa da.
            Türkiye 100. Yıla nasıl ulaştı ve bu süreçte neler yaşadı?
            Türkiye’nin en büyük şansı, iç siyasette ne kadar büyük tezatları olsa da, Türkiye’nin toprak bütünlüğü ve ulusal çıkarlar esas prensip olmuştur.  Yani bu konuda iktidarla muhalefet aynı anlayışla ses verdi.
            Sadece Türkiye’yi gerileten darbeler ve iç savaşlar en büyük yıkımlarımız oldu.  Türkiye tarihinde da ayrıca unutulmaz olaylar yaşandı.  Bu kahraman millet, pisi pisine kendi Başbakanını ve Dışişleri Bakanı ile Maliye Bakanını idam etti.  Sonra da hatadan dönmek için, iade-i itibarı gerçekleştirdi.
            Dış politikaya gelince...
            Her ülke gibi Türkiye’e de Amerika’yı dost bildi.  Esasında Amerika sadece kendi çıkarları için dost olur veya dost gibi davranır genelde.  Türkiye’nin Amerika’yı memnun etme pahasına Kore’ye ne kadar çok Mehmetçik göndermişti.  Amerika Kıbrıs konusunda Rumlardan yana tavır alınca yüzlerce Mehmetçik Kore madalyalarını iade etmişti.
            Hiroşima ve Nakazaki’ye atılan atom bombalarını da gördü bu dünya ve Türkiye.  Güçlerin çatışması olarak nitelendilen atom bombaları sonrasında binlerce Koreli ya öldü, ya da sakat kaldı.
            Türkiye’nin başına bela olan terör, maalesef bir asırdan fazla sürdü..  Kenan Evren darbesinden sonra terör sinse de, esas terörün asgariye inmesi, Recep Tayyip zamanında oldu.  Ve maalesef terör, hem dünyada hem de Türkiye’de devam ediyor.  Terör konusunda en girişimci, en stratejici millet yine Türkiye oldu.  NATO’nun da en güçlü üyesi olan Türkiye’nin büyümesi, dünya çapında bir prestiji getirdi.
            Türkiye’nin en büyük sınavı, Kıbrıs meselesinde verdi.  21 Aralık 1963’te savaştan yeni çıkmış bir Türkiye vardı.  Yani savaş olanakları azdı. Lakin Rumlar silahlanmaya devam etti. Hatta geçtiğimiz bu yüzyılda ENOSİS hayalleri daha da güçlendi.  Ta ki 1974’te tokadı yeyip Kıbrıs’ın bölünmesinin gerçekleşmesine kadar.
            Türkiye geçtiğimiz bu yılda, Atatürk’ün bir veciz sözü ile daha da büyüdü ve güçlendi.
            O veciz söz “Türkiye muasır devletler düzeyine gelmelidir” şeklindedir.
            Her zaman vurgu yaptığım “BÜYÜK TÜRKİYE” gerçeği, son otuz yılda kendini gösterdi.  Silah satın almak, kendi silahını yapnak, çıkarma gemisi ve mühimmat almak için bu millet alyansalarını sattı.  Ama çıkarma gemisi yapamadılar.
            Şimdi Türkiye’nin Atatürk’ün o sözüne uyan atakları gerçekleşti.
            Şimdi çıkarma gemileri var, insansız savaş uçakları var, denizlere açılan uçak gemisi ve uzaya uzanan roketleri ve vericileri var.
            Bu geçtiğiz 100 yılda Türkiye’nin ne yaptıklarını sıralamaya kalksak, herhalde sayfalarımız buna yetmez.
            İşte BÜYÜK TÜRKİYE, koskoca 100 yılı gerice bıraktı ve bir dünya gücü haline geldi.  Bu bizim gururumuzdur. Vatan aşkıdır,vatan sevgisidir bunları yaptıran.
            Cumhuriyetimizin yüzüncü yılı kutlu ve mutlu olsun. Daha nice yüz yıllara...