Yakın tarihimizde yaşanan hac facialarının bir değerlendirmesini ve kronolojisini yaparak durumu analiz etmek istiyorum.
Yakın tarihimizde yaşanan hac facialarının bir değerlendirmesini ve kronolojisini yaparak durumu analiz etmek istiyorum. Yıl 1990: Minada şeytan taşlama dönüşünde El Müeysem Tünelinde gerçekleşen ve tarihe ‘tünel faciası olarak geçen olayda, tünele, ters yönden gelen hacı adayları birbirine girince 1.426 kişi ezilerek ve sıkışarak hayatını kaybetti. Yıl 1994: Yine şeytan taşlama sırasında 270 hacı adayı ezilerek hayatını kaybetmiştir. Yıl 1997: Minada 70.000 civarında çadırın tutuşmasına sebep olan yangın neticesinde, 343 hacı adayı ölmüş, 1300 kişi de yaralanmıştır. Yıl 1998: Cemarat Köprüsünde meydana gelen izdiham neticesinde 119 hacı adayı hayatını kaybetmiştir. Yıl 2001: Cemarat Köprüsünde meydana gelen faciada, 40 hacı adayı yaşamını yitirmiş, bunlardan 5i Türk vatandaşıydı. Ayrıca 2001de yine şeytan taşlama sırasındaki izdihamda 35 kişi öldü. Yıl 2003: Yaşanan izdihamda, 14 hacı hayatını kaybetti. Yıl 2006: Cemarat Köprüsü’nde çıkan izdihamda 367 hacı hayatını kaybetti. Ve yıl 2015: Önce vinç faciasında 107 kişi ölmüş ve 238 kişi yaralanmıştır. Hemen sonrasında şeytan taşlama sırasında bazı kapıların kapatıldığı iddia edilerek çıkan izdiham neticesinde 800 civarında açıklanan ölü sayısının aslında 5000 civarında olduğu bilgileri ortalıkta dolaşmaktadır. Eğer bu rakamlar doğruysa gerçekten 2015 yılı hac görevini icra etmek için Minada bulunan milyonlarca insanın yaşamına oradaki yöneticiler kastetmişler diye düşünmekteyim. Değerli okurlarım, 1990 yılından günümüze değin hac görevini icra etmek için müslümanların uğramış oldukları hac facialarının kronolojisini yukarıda kısaca anlatmaya çalıştım. Kanaatimce tüm bu yaşananlara takdiri ilahi diyemeyeceğiz. Tüm bu yaşananlara dense dense takdiri idari denir. Bundan birkaç gün önce ülkemizde Din İşleri Başkanlığı da yapmış değerli akademisyen olan Yr.Doç.Dr. Yusuf Suiçmezinde ifade ettiği gibi hac farızasını yerine getirmek isteyen milyonlarca hacı adayını çok kısıtlı bir süre takvimi içerisine sıkıştırmanın gereksiz olduğunu belirtmiştir. Müslümanlarca gerçekleştirilecek hac ödevinin mübarek üç aylar içerisinde (bunlar Recep, Şaban ve Ramazan Ayları) olmak üzere yaklaşık bu 90 gün içerisinde gerçekleştirmeleri daha uygun olur görüşünü Kuranı Kerimdeki 78 ayetten oluşan Hac Süresinde hac ibadeti ile ilgili geniş açıklamalar mevcuttur. Kıymetli okurlarım, hoşgörü dini olarak bilinen İslam dininin artık ne terörle anılmasını ne de böyle hac facialarında yitirilen yüzlerce, binlerce Müslüman kardeşimizin yaşamını yitirilmesi olarak anılsın istemiyoruz. Kutsal topraklarda yaşanan bu insanlık dışı ihmal ve beceriksizliklere tüm İslam alemi ve aydınları dur demek zorundadır. Suudi Arabistanda yönetimde olan bir ailenin lüks içerisinde ki şatafatlı yaşamı için İslam dini ve Müslümanlar daha fazla acı ve eziyet çekmemelidirler. Tüm bu yaşananlara takdiri ilahimi demeye devam edeceğiz? Yoksa tüm bunlara takdiri idari, beceriksizlikler olarak mı bakacağız? Tüm İslam düşünür ve aydınları ile halkımızı bu hususu düşünmeye ve bu yaşananlara öneri geliştirmeye davet ediyorum.