UBP’de jet krizi sonrası iyice somutlaşan fay hatlarındaki kırılmadan dolayı Tatar’daki düşüş en fazla Akıncı’yı tedirgin ettiği yorumu kamuoyunda yer aldı.

Akıncı’nın Türkiye ile ilişkileri getirdiği noktadan dolayı merkez sağdaki UBP’li seçmen arasındaki negatif algısı yüksek.

2015 seçimlerine giderken Akıncı’nın böyle bir bagajı ve yükü yoktu.

Nadasa yatıp yeniden küllerinden doğmuş ‘’virgin’’ siyasetçi gibi 2015 seçimlerine girdi.

UBP’de Eroğlu-Küçük kavgasından dolayı oluşan fay hatlarından faydalanması seçimi kazandıran etken olmuştu. Belediye başkanlığı seçimlerinden itibaren ustalaştığı tepki oylarını lehine çekme yetkinliğini bir kez daha kullanmıştı.

Dolayısıyla Tatar’daki düşüş Akıncı’yı iki farklı yönden olumsuz olarak etkilemeye adaydır. UBP ayağını yukarıda ifade ettik.

Tatar’daki düşüş CTP tabanında dört beş ay öncesine kadar olmayan şekilde parti adayı Erhürman etrafında bir toparlanmaya etki yapmaya aday bir unsur oldu.

Bunun üstüne bir de Akıncı taraftarlarının sosyal medyada Talat’a yaptığı eleştirilerin küfür sınırlarını aşmış olması da konuyu farklı bir duygusal boyuta taşıdı.

Erhürman’ı ‘’ağaya’’ karşı mücadele eden ‘’efe’’ rolüne sokmaya müsait bir zemin oluştu.

Akıncı’nın sıfır noktasına inen Türkiye ilişkileri ile bırakın çözüme ulaşmayı görüşmelere bile başlamanın mümkün olmayacağı argümanı hem sağ hem de sol kesimde yaygın bir görüş olarak kabul görüyor.

Akıncı bu görüntüsü ile yalnızca merkez sağdaki seçmene değil CTP tabanına da umut değil yük olmayı vadediyor.

Konunun paradoksal tarafı da Erhürman’ın Kıbrıs sorununa çözüm arayışında Akıncı ile ayni fikirleri savunuyor olması.

Bu konuda siyasi tartışmadaki kaliteyi artırmak adına Kıbrıs sorununda eğer varsa Akıncı’dan farklı düştüğü görüşlerini Erhürman’ın açıklamasında kamuoyu adına büyük bir fayda var.

Ben açıkçası seçim sürecinde yalnızca Akıncı ve Erhürman’ı bir televizyon programında Kıbrıs sorununda eğer varsa görüş ve yöntem farklılıklarını tartışmalarını izlemek isterim.

Diğer taraftan başka bir açıdan bakılırsa Erhürman’ın Akıncı ile görüşlerinin nerede farklı nerede ayni olduğunu yapmaktan uzak durması merkezdeki seçmen açısından ona zarardan çok fayda getirir durumda olduğu da siyasi bir gerçektir.

Dürüstlüğünden ve üslubundan dolayı olacak ‘’ambalajının’’ farklı bir algı yaratması, ‘’niye Akıncı ve Tatar değil’’ sorusuna bir çırpıda bu iki adayın negatiflerini sıralayarak verilecek cevabı olan merkezdeki seçmen için Erhürman çok daha uygun ve makul bir tercih haline geliyor.

Erhürman için kritik başarı faktörü seçim günü yaklaştıkça Kıbrıs sorununa çözüm arayışındaki içerik ve yöntem ile görüşlerinin Akıncı ile ne derece örtüşüp örtüşmediğinin sorgulanmasında yapacağı cambazlık olacaktır.

Erhürman şu an ipe çıkmıyor, kaçak güreşiyor.

Ama tilkinin kuyruğunun ne uzayıp ne de kısalmadığı gibi onun için seçimdeki kritik başarı faktörü bu olacaktır.

Görünen odur ki, Kıbrıs konusundaki görüşlerinin birebir Akıncı ile örtüştüğünü konuşmadığı sürece de başarı ihtimali artacaktır.

Unutmayalım bir önceki seçimde Akıncı Kıbrıs sorununu pek konuşmadan niye Eroğlu değil sorusu üzerinden seçimi kazanmıştı.

Bu sefer de ‘’niye Erhürman’’ sorusunu sordurtmadan ‘’niye Akıncı değil’’ sorusu üzerinden benzeri bir sonuç Erhürman için çıkabilir.