Başım dönüyor, göğsüm sıkışıyor,
Başım dönüyor, göğsüm sıkışıyor, kalbimin hızına yetişemiyorum… Yoksa Ölüyor muyum? Son zamanlarda aşağıdakilerden bazılarını yaşıyor musunuz? Hatta yeniden yaşar mıyım endişesi içinde misiniz? Göğüs ağrısı veya göğüste sıkışma Çarpıntı, kalp hızının artması Titreme veya sarsılma Üşüme, ürperme veya ateş basması duyumu Terleme Baş dönmesi, ayakta duramama, sersemlik veya bayılacakmış gibi olma duyumu Soluğun daralması ya da boğuluyor gibi olma duyumu Soluğun tıkandığı duyumu Bulantı veya karın ağrısı Uyuşmalar(duyumsuzluk veya karıncalanma duyumları) Denetimini yitirme ya da çıldırma korkusu Kendine yabancılaşma ya da gerçek dışı olma duyumu, Ölüm korkusu DSM-5e göre yukarıdaki belirtilerden en az dördünü yineleyici bir biçimde en az bir ay süreyle yaşıyorsanız veya yine en az bir ay süreyle endişeli bir biçimde bu belirtileri yaşayacağınız beklentisi içindeyseniz ve bu ortaya çıktığında birden yoğun korku ya da içsel sıkıntı bastırıyorsa siz panik bozuklukla tanıştınız demektir. Ataklar birkaç saniyeden birkaç saata kadar sürebilmekte ve sanki kendisine bir şey olacak hatta bazan ölecek korkusuyla kişi yoğun korku, heyecan, endişe, huzursuzluk yaşamaktadır. Hiç beklenmedik bir anda hiç beklenmedik bir yerde bilinen bir nedene bağlı olmadan ani olarak ortaya çıkan ataklar 10 dakika gibi bir sürede doruk noktasına ulaşmaktadır. Kişi yaşadığı ataklardan korktukça odak noktası atak olmakta ve kendini tehlikede düşündüğünden hisleri de gittikçe kötüleşmektedir. Ataklar arasında kişi yorgun ve bitkin düşer çünkü tekrar ne zaman atakla karşılaşacağını bilemez. Günlük yaşamı olumsuz yönde etkilenir. Bir beklenti anksiyetesi yaşayan kişi endişelenir ve bu sefer de yardım alamayacağı yerlere gitmemeye başlar. Markete gitmez, arabayla, otobüsle tek başına seyahat etmez, kapalı ortamlara girmez, cinsel ilişkiden kaçınabilir. Panik atak kişiye fiziksel olarak hehangi bir zarar vermemekle birlikte çoğu kişi kalp krizi geçiriyor veya geçirebilir endişesi ile doktora veya hastaneye de başvurmaktadır. Panik atak tehlikeli değildir fakat bu bozukluk kendiliğinden de iyileşmez. Bazan ataklar kendiliğinden kaybolabilir ancak, tedavi edilmezse süreğen bir duruma da gelebilir. Panik bozukluğun biyolojik kökenleri olabileceği gibi geçmişte yaşanan birtakım olaylar da panik bozukluğa yol açabilir. Kişi normal savunma mekanizmaları ile çözemediklerini patolojik savunma mekanizmaları ile çözmeye çalışır. Aslında kişi sebebini bilmese de yıllar önce öğrendiği hisler ortaya çıkar. Bu hisler gerçek değildir ve bunların altında yatan nedenler açığa çıkarılmalıdır. Bu amaçla psikoterapi tedavide önemli bir yer tutmaktadır. Bunun yanında ilaçlar da bulguları gidermek için kullanılmaktadır. Sağlık dolu günler dileğiyle, Sevgiyle kalın…