Bu günkü yazıma kovit-19 hakkında ki kesin olan yegane bilgi ile başlamak istiyorum:
Eskiden beri bilinen ama genetik yapısını yani şifresini yenileyen bir virüsle karşı karşıyayız. Kısacası bu virüs şifresini nerdeyse tamama yakın değiştirdiğinden, hakkında bildiklerimiz şimdi geçersiz kalmıştır. Yeniden öğrenmek durumundayız. Bu da öyle birkaç ayda olmaz. Zira bu güne kadar tıp bilimi edindiği bilgi ve deneyimi, bazen aylar hatta yıllar süren binlerce , on binlerce vakaya dayandırıp yorumladıktan sonra insan sağlığının hizmetine sunmuştur.
Kısacası Covit-19 hakkındaki sorular ortadadır ama cevapları mağlaktadır.
Yeni tip Korona Virusu laboratuvarda mı üretildi? Teknoloji bu kadar yayılmasında etken mi? Bu virüs nasıl bu kadar hızlı mutasyon geçiriyor? Hastalığı geçiren bir daha geçirebilir mi? Bağışıklık sağlanırsa bu ömür boyu mu? Vucutta oluşan antikorlar ne kadar süre ile geçerli? Aşı ne zaman bulunur? Aşı garantili mi? Aşı’nın süresi ne kadar geçerli olur?
Bu soruların tamamını bilen kişi, bu gün Nobel’e aday olmadan sahip olur.
Tabi zamanda boşa harcanmadı. Bazı sorular cevaplarını buldu.
Örneğin, bu bir Zoonoz (Hayvan kaynaklı) dur. İnsana bulaşmış ve insandan insana geçme özelliğini kazanmasıyla pandemiye dönmüştür. Taşıyıcısı insandır. İnsan hareket ederek yayılmasına sebep olmuştur. Bulguları bellidir. Ama esas tehlike Pnomoni( Zatürrüe) yapmasıdır. Özellikle yaşlılarda, kalp şeker hastalarında, kanserlilerde, organ transplantasyonu yaşamış insanlarda bağışıklık sistemi zayıf olacağından, risk çok yüksektir.
Gelelim ülkemizdeki duruma :
Hızlı testler girmesi gerektiği gibi devreye girdi. Bunlarla + bulunanlar PCR la kontrol ediliyor . Pozitifler negatif bulununca seviniliyor. Yukarıdaki açıklamamdan anlayacağınız gibi hâlâ daha kesin olmamakla birlikte aslında önceden geçirmiş olanların, hızlı testlerle antikor titreleri yüksek bulunmuş da olabilir. Yani işin özü belki de bir çoğumuz bu süreçte semptomsuz geçirdik bu hastalığı. ( AMA MAALESEF VE MAALESEF EMİN OLAMIYORUZ)
Bizim aramızda %65 oranında bağışıklık olmadan rahatlama olamayacağını savunan da var. Yavaş yavaş aşı çıkana kadar pozitif vakaların sürmesini savunanda . Bunların hepsi tartışma . Kimse toplumun kötülüğünü istemez. Hangisinin haklı olduğunu zaman gösterecek. Önemli olan bir bulaş olacaksa da sağlık servislerimizin çökmesine neden olmayacak sayıda olmasına gayret göstermemiz gerekmektedir. Harcanan gayret bunadır ve son rakamlara bakıldığında başarılı da ounmuştur..
Ama bir gerçek var ki bağışıklık oranımız ne kadar olursa olsun risk gurubundaki insanlar için bir şey değişmeyecektir. Onları yine izole tutmak durumunda kalacağız. Ta ki gerçek anlamda bağışıklık sağlayan komplikasyonsuz bir aşı bulunana kadar .
Hızlı testlerin PCR testleri ile kontrolü ve son yedi günde sıfır vaka bulunması değişik yorumlara yol açtı. Aslında 15-20 gün böyle sürerse her halde adanın kuzeyini Yeni tip Korona yönünden STERİL sayacak ve içimize kapanık tedbirlerle sosyal hayata dönmemiz beklenecektir. Tabi bunu yaparken ülke dışından adaya hiçbir insanın girişine izin vermemek gerekecek. Zira başta da söylediğim gibi virüs insanla taşınır. Londra’da ki, Türkiye ‘de ki vatandaşlar biraz bozulacaklar ama veriler sonucu elde edilen ciddi bir gerçek de bu.
Yeni Dünya düzeni nasıl olur bilmem. O İş Sosyologların Ekonomistlerin tartışacağı konular. Umarım sağlığı biraz daha fazla önemserler.
Siz şimdi kendinize dikkat ediniz . MASKESİZ dolaşmayınız. Risk gurubundakileri özellikle koruyunuz. Zaman İnsanın Lehine çalışıyor. Yazımda bahsettim .Bu bir zoonoz. Veteriner bilim gurubundan beklentim çok
SAĞLIKLA KALIN