“Klerides’i ılımlı addedenler çoktur. Görünüş itibarıyla da Klerides ılımlıdır. Ancak yürekli ve inançta Makarios kadar sağcıdır. 1960’larda sol temayüllü öz babası John Klerides’in karşısına geçerek ‘John Klerides! Beni iyi dinle! Makarios 1959 Antlaşmalarını kabul etmekle milli davaya ihanet etmiş değildir. Bunu yakında anlayacaksın’ diyebilmişti… Ve üç yıl geçmeden Türk’lere karşı saldırı başlatılıyordu. Bu saldırı için hazırlanan gizli ordulardan bir tanesi Klerides’e aitti. EOKA’nın eli kanlı İçişleri Bakanı Yorgacis, Klerides’in en yakın dostuydu”. 1980
Dr. Fazıl KÜÇÜK
Bilinen öyküyü yinelemek gerekmiyor. Yakalanan hırsızın getirilmesi istenmesine karşın bir türlü getirilemiyordu. Bırakıldığı zaman ise gitmiyor. O zaman yapılması gereken gitmeyen hırsızı güzellikle gitmediği için zorla göndermektir. Şu anda Türkiye’nin Suriye’de yapmakta olduğu mücadele bilindik öykü ile bire bir örtüşmektedir. Yapılan harekât, Türkiye’nin Kıbrıs’ta gerçekleştirdiği Barış Harekâtıyla benzeşmiyor olsa da yapılması gereken bir işlemdir.
Karşımızdaki unsurun Türkiye’nin yaşamakta olduğu Suriye sıkıntısını fırsata çevirmek için Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin verdiği 7. parselde Fransız TOTAL ile İtalyan ENI şirketlerine aynı bölgede sondaj yapma iznini verdiği biliniyor. Yapılmış olan hareket yangının üzerine benzin dökmekle eş değerdedir. ENI şirketinin Yönetim Kurulu Başkanı Claudio Descalzi “Endişe etmiyorum. Çevrede (Kıbrıs açıklarında) savaş gemisi görürsem sondaj yapmam şüphesiz kuyu kazmak için savaş başlatan taraf olmak istemem” açıklamasını bu söylemi ile yapıyor.
Adı geçen şirket 2018 yılında da Türkiye’nin bu konularda ciddi olduğunu hem de Kıbrıs Türk tarafı ile anlaşmaya varılacaksa çalışma yapacağını söyleyerek sondaj işleminden çekilmişti. ENI şirketinin bu davranışının diğer şirketlerce de örnek alınmasını öneriyoruz. Yapılan bu hareket Türkiye’ye yeni bir zemin kazandırmıştır. Bu nedenle Akdeniz’e en uzun sahili olan Türkiye’nin zaman yitirmeden kıyıdaş olan ülkelerle görüşmeler yaparak kendi MÜNHASIR EKONOMİK BÖLGESİ’ni ilan etmesi gerekiyor.
Bu düşüncelerimizi sıklıkla yinelediğimiz biliniyor. Geçtiğimiz günlerde Kahire’de bir araya gelen baylar, Anastasiyadis, Sisi ile Mitçotakis Türkiye’nin tek yanlı ilan ettiği MEB’de sondaj çalışmalarının ‘Uluslararası Hukuk’un ihlali olduğunu söylüyorlar. Yine Türkiye’nin bu çıkışını Kıbrıs uyuşmazlığı ile de ilişkilendirerek yapılan hareketin Ada’daki çözümsüzlüğe iteceği vurgusunu yapıyorlar. Uyuşmazlığın başlatıldığı günlerde petrol ile doğalgaz konuları yoktu. Bu nedenle yapılan bu çıkışları kendi kendilerini tatmin olarak görüyoruz. Karşı taraf ENI şirketinden açıklama istiyor.
İşler bu istekle sonlandırılıyor olsa bile ılımlı diye tanımlanan DİSİ Başkanı Averof Neofidu ile AKEL Genel Yazmanı Andros Kipriyanu AP’nda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile doğrudan ticaret konusunu gündeme taşıyıp önleyebilmek için çalışmalar yapıyorlar. Bu mantıkla utanmasalar Kıbrıs Türk’lerinin nefes almasına bile izin vermeyeceklerdir. Bunu yapmakla Kıbrıs Türk’lerini açlığa mahkûm etmek için çabalarına devam ediyor olmaları şaşırtıcı gelmiyor.
Bu yönlü yaklaşımları ile ağababalarını aratmayacak çalışma içinde olanlarla çözümün olmayacağının anlaşılması gerekiyor mu ne…
SEVGİ ile kalınız…