"O ümitsiz zifiri karanlık günleri yaşayanlar su borularından yapmaya çalıştıkları sikahlarla korunmaya çalışıyorlardı. Hayatlarına mal olan bu uğraşmada vatanlarını, namus ve şereflerini müdafaa etmesini bilmiş 1974'lere gelinebilmiştir.01 Nisan'lar (01 Nisan 1955 EOKA'nın faaliyete geçişi) gelecek nesillerin önüne bütün çıplaklığıyla serilmeli ve Türk halkına reva görülen işkencelerin altında yatanların neler olduğu öğretilmelidir".1980

Dr.Fazıl KÜÇÜK

         Fransa 1958 yılında 5.Cumhuriyeti ilan ediyordu. Aradan geçen uzun sayılmayacak süreçte yerel ve genel seçimlerin yapıldığı biliniyor. Son olarak yapılan yerel yönetim seçimlerine katılımın %40'lar civarında olduğu açıklandı. Fransız demokrasisinin aldığı bu yara virüs salgını ile ilişkilendiriliyor. Alınan sonucu tek bir nedene bağlamanın yanlış ve eksik olduğunu düşünüyoruz. Sarı yeleklilerin eylemlerine koşut diğer AB ülkeleri ve başta Almanya'nın bu olaya sıcak bakmamasının da etkisi olduğu yadsınamaz. NATO içinde Amerika'nın da bu konuya karşı duruşunun da dikkate alınması gerektiğini ortalıklara koyuyor.

         Emanuel Macron'un partisinin (Cumhuriyet Yürüyüşü Hareketi CREM) yaşadığı seçim hezimeti Fransa'da dengeleri değiştirecektir. Başbakanın istifa etmesi bunun ipuçlarını veriyor. Aynı durumun AB içinde de yaşanacak olması birlik içinde de güven kaybına uğrama olasılığı birliğin geleceğini de tehdit eder noktaya evrilebilir. Türkiye'nin üyelik sürecinin de etkilenmekte olduğu müzakereleri daha da derinleştirecektir. AB ülkelerinin karakolda doğru söyleyip mahkemede şaşırma noktasına doğru koşar adım gitmekte olduklarını da kaydetmek istiyoruz.

         Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de yapmaya başladığı sondaj girişimleri karşısında Yunanistan aldığı desteklerle "Buraların sahibi benim" havası ile sıklıkla yinelediğimiz gibi Türkiye'ye karşı Soğuk Savaş yöntemlerini uygulamaya devam ediyor. İki ülke arasındaki ilişkiler Kıbrıs Barış Harekatı sonrasında iyice düşmanlığın ve gerginliğin körüklenmesinin nedeni oluyor. Bölgede bulunan Doğalgaz konusunda uzlaşı olabilir mi beklentisinin de boşuna olduğudur.

         Amerika'da Floyd'un öldürülmesi sonrasında başlatılan Yeni bir dünya düzeninin de sorgulanmasının sonuçlarının kısa sürede sonuca ulaşmasının beklenilmemesi gerekiyor. Sorgulamanın temelinde Emperyalist ülkelerin sömürdükleri yoksul halk kesimlerini köle ticareti ile nasıl istismar ettikleri yatmaktadır. Kıbrıs'ın İngiliz sömürgesi olduğu dönemlerde benzer uygulamaların farklı şekilde uygulamaya konulduğunun bilinmesini istiyoruz. İşsiz Türk gençlerinin önce Mısır'ın İskenderiye kentine oradan da Türkiye'nin kurtuluşu için mücadele vermekte olan Ulusalcı Güçlere karşı savaşmak üzere Çanakkale'ye Katırcılar ismi altında getirildikleri unutulmamıştır.

         Buna koşut EOKA terörünün azgınlaştığı günlerde aynı şekilde 600 kadar Kıbrıslı Türk gencinin Kenya'ya götürülerek eğitimden geçirildikleri biliniyor. İngiliz sömürge yönetiminin uyguladığı bu yöntem de bir anlamda köle ticaretidir. Bu nedenle yakın tarihimizde yaşanmış olanların bilimsel yöntemlerle sorgulanması konusunda çalışmaların yapılmasını bekleme hakkımızı saklı tutuyoruz. Bu yönlü çalışmaları yaparak kurulma çalışmaları sürdürülen yeni dünya düzeni içinde yerimizi de belirlemiş olacağız.

         Türkiye'yi İ-kinci Paylaşım Savaşına sokmak için çaba harcayan İngiliz yöneticilerden Churchill'in Adana'nın Yenice istasyonunda yaptığı pazarlık biliniyor.İsmet İNÖNÜ, savaşa bir koşulla katılabileceğini söylüyordu.Türk askerinin safkan İngiliz Ordusunun yanında katılabileceğini sömürgelerden getirilecek askerlerle savaşa katılmayacağını söylüyordu. Churchill bu isteğin yanıtının Avam Kamarasından alacağı kararla olanaklı olacağını belirtiyordu. Aradan geçen süreye karşın bu yanıtın verilmediği biliniyor.

         Ada'da görevli BM Barış Gücü'nün görev süresinin uzatılması öncesinde liderler arasında telekonferans yöntemi ile görüşmelerin yapılacağı duyuruluyor.Liderler ne söylerlerse söylesinler Genel Yazman'ın kendinden önce görev yapanlar gibi kendi bildiğini okuyacağından kuşku duymuyoruz. Aksi olursa sürpriz olacaktır.

         Yüz yüze yapılan görüşmelerden bugüne değin sonuç alınamadığı noktada telekonferansla çözüm üretilmesinin beklenilmemesi gerekiyor mu ne...

         SEVGİ ile kalınız...