Neredeyse yarım asırdan beri süregelen bir sorundur elektrik kesintileri. Hani bağışıklık kazandık deriz ya bazı şeyler için, bu da one benzer.
Lakin elektrik kesintilerinin arızadan kaynaklandığı söylense de, kentsel büyümemiz, elektrik paylaşımıyla gelen sorunun bir parçası olduğumuzu kabul etmek lazım.
1963 olayları sonrasında Genel Komite’nin arşivinde “Elektrik İşleri” adlı bir dosyamız vardı. Bölük pörçük olmuş Kıbrıs Türkleri, elektrikte de Rum’un insafına kalmıştı. Sağ olsun Anavatan o zor günleri atlatmamıza da yardım etmişti, şimdi olduğu gibi. Bizlere jeneratör temin etmiş ve üretimi sağlamıştı. Lakin biz hala büyüyoruz.
Kentsel büyümesi yanında da toplum büyümesi ve yapılaşmasını kimse dillendirmiyor.
Nedense elektrik konusu politik malzeme haline geldi. Geçmişi bilmeyen ve görmeyen insanlarımız, eleştirmeye devam ediyor.
Hangi parti iktidara gelirse gelsin, bu işin üstesinden gelemez. Ta ki Türkiye’den kablolarla elektrik gelinceye kadar. Lakin politikacılar için önemeli bir malzemedir elektrik kesintileri. Bundan yaklaşık otuz sene önce elektrik kesintileri daha sık yaşanıyordu. Özellikle restorantlar, marketler ve üniversite talebeleri çok sıkıntı yaşamışlardı.
Mimarlık fakültesinde okuyan bir kiracımız vardı. Çok saygılı ve çalışkan bir gençti. Bana aynen şöyle demişti:
“Osman amca, elektrik kesintisinden projemi tamamlayamıyorum. Çizimlerimi mum ışığında tamamlamaya çalışıyorum. Bu iş nereye kadar sürecek?”
Kolay mı mum ışığında çizim yapmak? Kolay değil. Lakin Türkiye’den bizim üniversitelerimize gelen gençler de bizim kaderimizin bir parçası olmuşlardı. Şimdi de kaderimizin bir parçası değiller mi?
Öte taraftan marketler ve kasaplar da aynı sıkıntıyı yaşadılar ve hala yaşıyorlar. Elektrik kesintilerinden hem etler, hem de marketteki gıdalar bozuluyor. Lakin marketler bozuk, mozuk o yiyecekleri satmaya devam ediyorlar.
Elektrik kesintilerinden zarar gören insanlar soruyor?
“Suçlu kim?”
Kıb-Tek Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Paşa şöyle bir açıklama yaptı:
“Son günlerde yaşanan elektrik kesintilerinin üretim yetersizliğinden değil, arızadan kaynaklanmaktadır. Bu arıza hafta içinde giderilecek. Hem Teknecik, hem de güney Kıbrıs’taki santralda yaşanmaktadır. Enerji tüketimi piik dönemindedir. En ufak arızada kesintiler yaşanmaktadır. Halka bir özür borcumuz var.”
Hüseyin Paşa neden özür diler? Gerçek gerçektir.
Mesela elektrik üretimi ile kentsel büyümenin kıyaslamalı bir çalışması yapılsa ve halka bir tablo sunulsa, herhalde halkımıız daha yapıcı yaklaşacaktır konuya.
Güney Kıbrııs’tan da yer yer elektrik aldığımız gerçek. İşin gerçeği, güneyde de elektrik kesintileri yaşanıyor.
Turizmin yüksek sezonunda olduğumuz bir dönemi yaşadığımızı kabul edersek, bunun yalan veya yanlış olmadığını anlarız.
Beş yıldızlı otellerin mutlaka kendi jeneratörleri devreye girer. Ama nereye kadar? Yani elektrik kesintileri. Turist karanlıkta tatil geçirmeye alışık değil. Özellikle Avrupa’dan gelen turistlerin canı çok yanıyor elektrik kesintilerinden. Bütün beş veya dört yıldızlı otellerde bu sorun hep yaşanıyor.
Pansiyonlar da ev halkları gibi aynı sorunla cebelleşirler.
Biraz da sesli düşünmeye çalışıyorum.
Ne iktidar, ne muhalefet, bu sorun her ikisi için mevcuttur. Muhalefet eleştirecek, iktidar da kendini savunacak.
Asrın projesi dediğimiz Türkiye’den getirilen su nasıl ki hayatımızı kolaylaştırdı ve sorun ortadan kalktı, bir süre sonra Türkiye’den elektrik de gelince bu kavgalarımız ve eleştirilerimiz sonlanacaktır diye düşünüyorum.
Yani elektrik kesintileri vesselam...