15 Eylül tarihli Hürriyet Gazetesi’nde bir haber vardı. Haber aynen şöyleydi:
“Gazze Şeridi, Ukrayna ve Sudan’da devam eden ve Uluslararası girişimlere rağmen durdurulamayan savaşların Birleşmiş Milletlerin varlığını sorgulanmasına yol açtığı bir dönemde Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, Katar merkezli El Cezire’ye verdiği röportajda, BM Güvenlik Konseyi’nin güncelliğini yitirdiğini, adaletsiz ve etkisiz olduğunu söyledi.”
Guterres öyle kolay kolay herhangi bir ülkeyi veya organı eleştirmez. Nasıl olmuş da içindekileri dışa vurmuş, hayret doğrusu.
Demek gerçekler karşısında Guterres dayanamayıp, BM Güvenlik Konseyi’nin güncelliği yitirmesini ve adaletsiz olduğunu ifşa etmesi bence uluslararası alanda bir milattır. Oldum olası bugüne kadar bütün sorunlu ülkelerle ilgili alınan kararlar ve olumsuzluklara kulak tıkayan BM Güvenlik Konseyi’nin artık adaletsiz bir organ olduğu, Guterres’in bu açıklamaları ile gün ışığına çıktı.
Şimdi sorgulama zamanıdır. Kıbrıs olaylarının başlamasıyla BM Güvenlik Konseyi’nde alınan 4 Mart 1964 kararı da bence geçerliliğini yitirmiş ve Rumların tam altmış yıldan beri yarım Kıbrıs’ı ile dünyayı aldattığı açığa çıkıyor.
Ayrıca Guterres, BM Güvenlik Konseyi’nin modası geçmiş bir sistem olduğunu da dile getiriyor.
Koskoca BM Güvenlik Konseyi İsrail’in katliamlarına “dur” diyemedikten sonra, kim bu katil İsrail’e dur diyecek?
Guterres’in vurgu yaptıkları, dünya üzerine devam eden savaşları durduramamanın nedenini, bir yerde Güvenlik Kuvvetlerine bağlıyor.
Yarın BM Güvenlik Konseyi Guterres’i görevden alırsa hiç şaşmam. Olur mu olur. Belki de bir ilk olur. Lakin BM’nin böyle birşey yapacağına ihtimal vermem.
Şimdiye kadar gelmiş geçmiş nice BM Genel Sekreterler geçti oralardan. Sadece Guterres kadar yüreklisi hiç görülmedi. Geçmiş Genel Sekreterler hep, güçlünün yanında durdu ve ezilenlerin hakkına temas etmediler.
Genel Sekreterler hep ortayı bulma ve sorunları çözme gayreti içinde oldular.
Kıbrıs Türkleri’nin mağduriyetlerini ve Rumların acımasızlıklarını da görüyor mu Guterres? Bence görüyor ve dengeleri korumak için yorum yapmıyor.
Guterres son kez bir çıkış yapar mı, Kıbrıs Türkü için? Rumların yarım Kıbrıs’la o 4 Mart 1964 kararını da önemini yitirdiğini söyler mi?
Sokaklardan Rumlar tarfından alınıp meçhul yerlerde katledilen ve 60 yıl sonra kemikleri bulunan Türklerin gerçekten bu adada söz sahibi olmaları gerektiğini de söyler mi?
Rumların artık bütün Kıbrıs’a egemen olamadığını dile getirir mi?
Ben eminim...
Bazı genel sekreterler gibi Guterres de, emekliye ayrılınca oturup hatıralarını yayınlayacak ve kendi gözünde var olan gereçekleri yazacaktır. Halbuki görevde olduğu sürede haksızları kayırmanın veya suskun kalmanın bedelinin kaybolan kocaman bir zaman olduğunu dile getirse, herşey yerli yerine oturacak.
Bazı Genel Sekreterler emekliye ayrılınca hatıralarını yazmışkardır. Görevde olduğu sürede yaşadıklarını ve ülkeler arasındaki tezatları neden dile getirmezler, hayret ediyor insan.
Guterres bu açıklamaları ile BM’ye adaletsiz ve etkisiz sözlerini yönetirken, insan düşünür... Bundan sonra BM Güvenlik Konseyi Guterres’in söylem ve açıklamalarını dikkate alacak mı? Bence BM Güvenlik Konseyi şapkasını çıkartıp önüne koymalı ve bu sözleri dikkate almalıdır.