Belki bir veya bir buçuk yıl önce cep telefonuma bazı görüntüler düştü. O görüntüleri incelediğimde İskandinav ülkelerinin ve bazı Avrupa ülkelerinin siyasilerinden görüntüler olduğunu gördüm. O görüntüler doğrusu hayli ilgimi çekmişti. Esasında o siyasilerin görüntüleri, demokrasi ve eşitlik ilkesi üzerine çekilmiş resimlerdi.
Mesela İskandinav ülke siyasilerinden bir başbakan kadının elinde sandöviçi olduğu halde kocasının kamyonunda Başbakanlık binasına gidişi vardı. Bir diğer başbakan kadın da, otobüs durağında otobüs beklerken görüntülenmiş... Bir başka ülkenin siyasetçisi de bacağındaki şortu ile markette elindeki alışveriş çantası ile sırada beklerken var. Bir başka siyasetçi de bir kitap imza gününe geç kaldığı için basamaklara oturmuş ve kimse ona yer vermemiş. Ve dahaları.
Şu sosyal medya ve cep telefonu kurtları neler yakalıyorlarmış...
O görüntülerden en çok ilgimi çeken de, 12 Haziran 2023’te hayata veda eden İtalyanların ünlü hovarda ve paragöz Başbakanı Silvio Berlisconi’nin hapishanede mahpus elbisesi ile elinde mahpushane bahçesini süpürürken ve çöpleri çöp konteynerine boşaltırken olan görüntüsüydü. Bildiğim kadarı ile Berlusconi, bazı yolsuzluklardan hüküm giymişti. O görüntüsünün aldında şöyle bir ifade vardı.
“İşte demokrasi öyle birşey...”
Hakikaten uzun süre o görüntünün etkisinde kalmıştım. Hatta Berlusconi öldüğünde bu yazıyı, o zaman yazmayı düşünmüştüm. Demek zamanı şimdiymiş.
Esasında Silvio Berlisconi aşk skandalları ile ünlenmiş bir siyasetçiydi. Türklerin dostu olsa da, onun özel hayatı her zaman gündemde olmuştur.
Bizim Halkın Sesi Gazetesi 8 Temmuz, 2023 tarihli yayınında, Berlisconi’nin ailesi ve serveti hakkında bir haberi yayınladı. Herhalde dünya gazetelerinde veya sosyal medyada yer almıştır bu haber. Ondan da yararlanarak ben de Berlisconi ile ilgili bir yazı yazmaya karar verdim.
Hemen hemen çoğu dünya siyasilerinin büyük servetleri vardır. Kimse sorgulamaz o serveti nasıl yaptılar diye. Ama sorgulayanlar da bulunur.
Bu gibi insanlar için bazen şu ifadeleri kullanırlar...
“Adamın kıçında pantolonu yoktu siyasete atılmazdan önce, siyasetçi olduktan sonra bir servet sahibi oldu.”
Tabii ki tertemiz siyasetçileri tenzih ediyorum. Tümü de siyaseti servet edinmek için kullanmazlar ya...
İtalya’da “Nerden buldun?” yasası var mı, bilmiyorum. Hatırladığım kadarı ile bizde var. Yine de İtalyanlara dönelim biz.
İtalyanların hayatı ve hayat anlayışı bizden çok farklıdır. Dilleri daha fazla Latin ve Yunancadır. İtalya ile Yunanistan’ın benzerliği ondandır herhalde.
Bizim hem kültürümüz, hem de dinimiz onlar kadar daha özgürlükçü bir yapıya sahip değildir.
Berlisconi’den yola çıkarak İtalyanlarla Türklerin farklılıklarını değerlendirirsek, kadınlarımızın bir kısmı örtülü, bir kısmı da açıktır.
Bizde bir hayat kadınının parlamentoya girmesi veya halk tarafından seçilmesi mümkün mü? Değil elbette. Lakin İtalyanlar bir revü kadınını meclise gönderdi. Hatırlayacaksınız adı Cicciolina idi o kadının. Başında badem çiçekleriyle ve bacak göstererek İtalyanlar o kadını seçmişlerdi.
Berlisconi’nin hovardalıkları da dünya siyasetine damgasını vurdu nerseyse.
Ya Beyaz Saray’da Clinton’un Monika’ya zurna çaldırması nasıl ya?
Bunları görüyor insanlar... Bunları konuşuyor sokaktakiler.
Ama gelin görün ki, bazı siyasiler uçkurlarını tutamazlar ve dünyaya rezil oluyorlar.
Berlisconi ile ilgili çıkan haberde, bir paylaşım vardı. O da Berlisconi’nin evlatları arasında paylaştırdığı servetiydi.
Miras bıraktığı kişilerden birisi de, İtalyan mafyasıyla bağlantılı olduğu mahkeme tarafından kanıtlanan Deli’Utri isimli zattır. Berlisconi vasiyetinde bu adama tam 30 milyon euro bıraktığını söylüyor sosyal medya.
Kim bilir nasıl bir ilişkisi vardı Berlisconi’nin bu adamla ki kendisine bir servet bırakmış.
İnsan bunları öğrenince veya görünce kendi kendine soruyor!
“Berlisconi bu parayı nasıl yaptı?”
Deli’Utri’nin şu sözleri de düşündürücüdür.
“O benim bir kardeşim gibiydi. Biz 60 yılı aşkın bir süredir birbirimizi tanıyorduk. Bana her zaman yardım etti.”
Yine bir soru geliyor akla...
“Devletin ihalelerini ona mı verdirdi? Yoksa türlü entrikalarla elde ettiği paraları mı paylaştılar?”
Devletin en üst kademelerinde olan bazı siyasilerin elleri gizli torbaların içinde dolanır. Bunun dünya siyetinde örnekleri vardır. Bakarsınız toplumun kabul etmediği adamlar, fır dönüyor güçlü siyasilerin etrafında.
Gördünüz mü hovarda Berlisconi bizlere neler söyletti? Tabii ki “yarası olanlar elbette gocunur” bu tür yorumlardan. Berlisconi’yi yorumlayanlar da elbette bu ve buna benzer yorumlar yapmışlardır kendi ülkelerinde.
Bize ne Berlisconi’den Allah aşkına... Bizim pirlanta gibi siyasilerimizle yolumuza devam ediyoruz ya...