Rumların yine kanı kabardı.  KKTC topraklarında bir yatırım şirketinin sahibi Simon Mistriel Aykut, birkaç gün önce kuzeyden güneye geçerken resmen tutuklandı.  Tutuklama nedeni, “Rum mallarına yatırım yapmak” olarak gösterildi.
            Rumlara birşeyi hatırlatmak lazım.
            Viyana’da Denkteş’la Kleridis arasında imzalanan Nüfus Mübadele Anlaşmasını.  Nüfus Mübadele Anlaşması gereğince kuzeydeki Rumlar güneye, güneydeki Türkler de kuzeye geçmişlerdir.  O anlaşma; Türklerin güneydeki mallarını Rumların kulanma ve yatırım yapmasını, kuzeydeki Rum mallarını da Türklerin kullanmasını ve yatırım yapmasını öngörüyordu.
            Birbirimizi aldatmayalım. Gerçekler gerçeklerdir.  Güneş de başçıkla sıvanamaz.
            Bu gerçek her iki taraf içindir.
            1963’ten 20 Temmuz 1974 tarihine kadar tam on bir yıl Türkler, kendi mallarına malım diyememişlerdi.  Bunun hesabını da soramadık.  Bütün uluslararası kuruluşlara gönderdiğimiz protesto yazıları da fayda etmedi.  Avrupa İnsan Hakları’na gönderdiğimiz yazılar da hasır altı edildi.
            Hani deriz ya...  “Kılıç kimdeyse Süleyman odur” diye.
            Türk askeri adaya çıkınca ve adada özgürlüğümüzü bize verince o zaman anladık insan olduğumuzu.  Özgürlük hattı çekilince kendi özgür topraklarımızda yarınlarımızı kurmaya başlamıştık.
            Rumlar güneydeki Türk mallarını kamulaştırarak yollar yaptılar, köprüler ve spor salonları, okullar yaptılar.  Üstelik Türk mallarına da el koydular.  Lakin bunu söylemezler.
            Larnaka’lı Helvacıların arzisi üzerine de Larnaka Hava Alanlarını yaptılar.
            Hala dünyaya yalan söylüyorlar ve gerçekleri saptırarak kamuoyu yaratmaya çalışıyorlar.
            Şayet bize verdikleri gözdağına kulak verseydik, ne sosyal hayatımız, ne ekonomimiz, ne de turizmimiz gelişirdi.
            Yani Rumların keyfi gelecek de biz kalkınacağız, öyle mi?
            Aslen İzmir kökenli olan yatırımcı Aykut, Yeni İskele bölgesine şahane yatırımlar yapmıştır.  Elbette yatırımcı Aykut da, diğer yatırımcılarımız gibi Rumlardan kalma, yasalarımızla KKTC toprağı yaptığımız topraklara yatırım yapacaktı.
            Demek Rumlar pusuda yatmışlar ve yatırımcı Aykut’u tutuklamak için zaman kolluyorlardı.  Ne yapacaklar yatırımcı Aykut’a?  Onu hapse mi gönderecekler?  Yoksa büyük paralar mı talep edecekler?
            Halbuki bu tutmları ile  daha da bataklığa battıklarının farkında değiller.
            Kuzeye geçen Rımlar görüyorlar...
            Ne kadar lüks villalar ve oteller yapıldığını.  Apartmanlar ve müstakil evler ayrı.  Bütün bu mallların nereye veya hangi alanlara yapıldığını bilmiyorlar mı?  Biliyorlar da bulanık suda balık tutmaya çalışıyorlar.
            Mal Tazmin Komisyonu’muz ne maksatla kurulmuş?  Kuzeyde mal kaybeden Rumları tazmn etmek için.  Bu komisyonun görevleri çok önemlidir.  Kıbrıs sorununun bitmesi için Türkiye elinden geleni yapmış ve hala daha yapmaktadır.  Lakin Rumlar hala daha kıvırtıyor.
            Mesela Rumların en zenginlerinden Dome Otel’in sahibi vardı.   Mal Tazmin Komisyonu’na başvurarak zararlarını telafi etmiştir.  Daha da zengin Rumlar var.  Bunlardan birkaçı şunlardır.
            Severis Un Fabrikası’nın sahibi... Ardath Tütün Fabrikası ve daha da nice Rum  zenginler var.  Bu Rum zenginler, Rum ekonomisini yöneten insanlardır.  Yani Kıbrıs gerçeğini görebilmişler.
            Hal böyle iken bir Türk müteahhidi sınırda tutuklamak ve “sen Rum malı üzerine inşaat yaptın” demek, gülünç olmaktan başka bişrşey değildir.  Kaldı ki, birçok Türk kendilerine tahsis edilen ve güneydeki malına karşı eşdeğerden tapu alan  insanlar, edinmiş oldukları arazilerine çocukları için ev ve iş yerleri yepmışlardır.  Bu ddurumda sınırdan geçen her Türk’ün tutuklanması gerekiyor.
            Kısacası Rumler önlerine değil, hala arkalarına bakarak hayal kuruyorlar.