‘Sahipsiz kalan vatanın batması haktır.

    Sen sahip çıkarsan bu vatan batmayacaktır. Mehmet Akif Ersoy

   

     Kıbrıs Türkleri olarak bizler Adada korkusuz ve özgürce yaşıyorsak KKTC sayesindedir. Ey Kıbrıs Türkü! Vatanına ve Devletine sahip çık. Egemenliğini olmayacak vaatlere kanarak kaybetme. Her zaman şunu da unutma ve hatırla, unutanlara yok sayanlara da davranışlarınla, söylemlerinle ve uyanık olarak gerçekleri haykırarak hatırlat. ‘Kıbrıs Türk Halkının en önemli değeri, verdiği özgürlük savaşının sonunda kanla sınırları çizilen KKTC Devletidir.

    Geçmişte olduğu, rahmet ve saygıyla andığımız Kurucu Cumhurbaşkanımız Rauf Denktaşında söylediği gibi, Ülkeler, Türkiyeye Kıbrısın gözden çıkarılması için baskı uygulamaktadır. AB yolunda ki Türkiyenin ‘sırtında bir kambur olduğunu ifade ettikleri KKTCyi Türkiyenin unutması ve vazgeçmesi gerektiğini söylemektedir. Türkiyenin ABye girebilmesinin baş şartının Kıbrısın Rumlara (Yunanlılara) teslimi ile olanaklı olabileceğini savunmakta. Bunu da Türkiyeye karşı tehdit olarak kullanmaktadırlar.

    Bu konu ile ilgili rahmet ve saygıyla andığımız Rauf Denktaş, Sayın Filiz Köksal ile KKTC Cumhurbaşkanlığı sarayında yapmış olduğu 26.01.2005 tarihli söyleşide önemli olan şu konuyu ön plana çıkarmıştır.KKTCnin ilanı öncesinde ve sonrasında Anavatan basını, Kıbrıs Türklerinin sesini yansıtmış ve KKTCnin kuruluşuna destek vermiştir. Oysa günümüzde Türkiye basını Kıbrıs Türklerinin haklılığını ve Kıbrıstaki olayları Dünya Kamuoyuna duyurmaktan kaçınmakta. Kıbrıs Türklerinin haklılığına yer vermemektedir. Bugün Dünya tarafından fiilen ve hukuken meşru Kıbrıs hükümeti olarak tanınan Rumlara karşı Türkiye basınının harekete geçerek, Rumların yaptıkları yanlışlıkları, Türklere karşı giriştikleri saldırıları, Akridas planına bağlı olarak yapılanları gündeme taşıyıp Dünya kamuoyuna anlatması, Kıbrıs Türklerinin sadece Rumlar ile eşit statü istediklerini, gece gündüz savunan bir basın olması gerekmektedir. Oysa bunu yapacak Türkiyede basın yoktur. Avrupa ülkeleri, günümüzde Türkiye basınının ve medyasının Kıbrıs Türklerine karşı tutumuna, Kıbrıs olaylarına karşı vurdum duymaz tavrına bakarak Kıbrısı Türkiyenin önüne engel olarak koymaktadır. Rauf Denktaşın bu görüşü ve gerçekler, görüldüğü üzere günümüzde de  geçerlidir. Öyle değil mi?

   

   Bende geçmişten ders almasını bilenler ve uyanık olmak isteyenlerden biri  olarak aşağıdaki tespitleri yazmaktan kendimi alamıyorum.

1.     Liderimiz Dr.Fazıl Küçükün söylemiş olduğu ‘Bence Kıbrıs Türk halkının Türkiye tarafından garantisi, ön planda yer alan hayati bir konudur. Bundan ne feragat edilebilir, nede fedakarlık gösterilebilir. sözündeki gibi Türkiyenin Ada üzerindeki garantörlüğü hem kendisi, hem de Kıbrıs Türkü için çok önemlidir.

2.     Sadece ABne körü körüne bağlanmamalıyız. ABnin bu gün ve önceden beri istediği, Kıbrıs Adasının, kayıtsız şartsız olarak Kıbrıs Rumlarına teslimidir. Türkiyenin önüne Kıbrıs Adasının bir ön koşul olarak sunulması, Ada üzerinde oynanan Rum oyunlarının ve ABnin asıl amacının bir göstergesidir. Rum lider Hristodulidis, Halkın Sesi gazetesi 21 Mart 2016 tarihli yayınındaki ‘27 Avrupalı ortağımızı suyumuza getirdik. Başlıklı haberinde Kıbrıs, hem Türkiyenin, Kıbrıs kökenli müzakere başlıklarının açılması çabalarının önüne geçmeyi, hem de 27 Avrupalı ortağını ilk kez ‘suyuna getirmeyi ve hep birlikte Ankaraya, ABye girmeyi ancak Kıbrıs sorununun çözümü ile hayal edebileceği mesajını verdirmeyi başardı. demiştir. İşte size Rum ve AB oyunlarının ispatı.

3.     Türkiyenin güvenliği açısından, stratejik ve jeopolitik önemi olan bu Adaya, Gazi Mustafa Kemal Atatürkün söylediği ‘Kıbrıs düşman elinde bulunduğu sürece, bu bölgenin ikmal yolları tıkanmıştır. Kıbrısa dikkat ediniz bu Ada bizim için önemlidir sözü gibi dikkat etmeliyiz. Bu Adanın kuzeyinin Kıbrıs Türklerinin elinde bulunması Türkiyenin güneyden korunması ve Akdenize açılması olacaktır. Aksini düşünmek Türkiye için intihardır. (Ortadoğudaki durumu, Rusya ile yaşanan kriz döneminde, Adanın Karpaz bölgesinin Kıbrıs Türklerinde olmadığını düşünürsek ortaya nasıl bir vahim tablonun çıktığını görmüş olacağız.) Bu gerçeği bilen Türkiye medyasına sesleniyorum neden Kıbrısı gündeminize almıyorsunuz? Türkiyenin güvenliği sizler için önemli değil midir?

4.     KKTCnin bağımsızlığından vazgeçilmesi durumunda Rumlar ve Yunanlıların, 1963 yılındaki olaylardaki gibi Kıbrıs Türklerini ‘ Ya tabut, Ya bavul yani ya öleceksin ya da Adayı terk edeceksin senaryosunu uygulayacağını aklımızdan çıkarmamamız gerekmektedir. Bu çağdaş ortamda, eskisi gibi savaş da olmayacağını düşünerek bizde diyoruz ki Ya EGEMENLİK YADA BAVUL. Yani egemenliğiniz olmazsa Adayı terk etmeye zorlanacaksınız. Bu yönde sorularımızda olacaktır. Türkiye medyasından şikayetçiyiz ama Kıbrıstaki medya için Ey BRT! medya bizim için bu kadar önemliyken Ankara temsilciliğini neden kapatıyorsunuz, yaptığınız yayınlarda bu önemli konuları Devlet Kurumu olarak neden gündeme getirmiyorsunuz? Dışişleri Bakanlığı, Ada dışındaki temsilciliklerimiz neden kapanmaktadır? Bunu anlamak mümkün değildir.

    Rahmet ve saygıyla andığımız Rauf R. Dentaşın, Sayın Filiz Köksalla yaptığı söyleşiden aldığım söyledikleri ‘Bugün Kıbrısta barıştan söz ediliyorsa Atatürkün barış konusunda söylediği şu sözünü unutmamak gerekir: ‘Barış dediğimde bağımsızlığımı kast ediyorum, bağımsız değilseniz hiçbir şey bulamazsınız, alamazsınız. Büyük sancılardan sonra uluslararası bir bebek, KKTC meydana gelmiştir. Onu dört gözle korumak gerekmektedir. Onu içte ve dışta korumak herkesin temel görevidir. ‘ sözünü hiçbir zaman aklımızdan çıkarmamalıyız.

    Sonuç olarak ABnin vaatlerine ve oyunlarına kanmadan çağdaş, insan haklarına saygılı, eşit, hür ve egemen, bağımsız bir ülkede yaşamak istiyoruz. ABnin Kıbrısı birleştirme gayretlerinin, kendilerini, işledikleri uluslararası suçtan kurtarma operasyonu olduğunu unutmadan, Güney Kıbrısın, bizimle aynı duyguları paylaştığı tehditler savurmadığı ve tarih boyunca hiçbir zaman sahibi olamadıkları Adanın tek sahibi olmadığı bir Adada kardeşçe ve barış içinde yaşamak istiyoruz.

Mutlu, sağlıklı, bilgili ve uyanık olalım…

 

Kaynakça

-Halkın Sesi gazetesi 21 Mart 2016 sayılı gazetesi.

 

- Türk Basınında KKTCnin Kuruluşu (Kıbrıs Türk Kültür Derneği 20 no lu yayını) yazarı Filiz Köksal