Türk-Yunan ilişkilerine ivme katmak için Türkiye çırpınırken, bu kez Yunan Başbakanı Mitçotakis’ten yeni bir açıklama geldi.
“Türkiye yüzünden silahlanıyoruz” açıklaması.
Gerçeği söylemek gerekirse, Yunanistan siysileri şımarık çocuk gibidirler.
Hani şımarık bir çocuk tokat yeyince kısmen uslanır ama durmaz, bu da ona benzer.
Yunanistan’ın Türkiye yüzünden silahlanması tuhaf. Kendilerini buna mecbur hissedenler, herhalde zaman zaman yaptıkları kabul edilmez çılgınlıklardır.
Bu yıl Selanik’te düzenlenen 88’inci Uluslararası fuarda konuşma yapan Yunanistan Başbakanı Mitçotakis bir soru üzerine şöyle bir açıklama yaptı:
“Türkıiye ile yakınlaşma sürecinin zorluklarının farkındayız. Ancak durumu realist bir yaklaşım ile değerlendiriyoruz ve olumlu gelişmelere odaklanıyoruz. Eğer Türkiye ile önümüzdeki birkaç on yıl için sorunlarımızı çözmüş olacağımızı düşünseydik, silahlı kuvvetlerimizin caydırıcı gücünü artırmak için yaptığımız yatırımların önemli bir kısmına ihtiyaç duymazdık.”
Bundan ne anlarsınız?
Gelecekte veya gelecek yolunda kedilerini silah yönünden güçlendirmeleri ve olası bir Türk-Yunan savaşına karşı hazırlıklı olmalıyız, anlamı çıkmıyor mu?
Şimdi biz de bu açıklama üzerine kendi yorumumuzu yapalım.
İzmir işgal eden onlar, Kardak adalarına asker yığan onlar, Ege kıt’a sahanlığında devamlı sorun çıkaran onlar, Kıbrıs Rumlarını ada Türklerine karşı kışkırtan onlar ve Türkiye’yi hafife alan onlar. Hani derler ya, “Hem kuduz, hem de domuz” diye.
Türkiye durduk yerde bir ülkeye karşı askeri operasyon yapmaz. Şimdiye kadar yapmış oldukları askeri operasyonlar, haklılık ve insanlık ilkelerine dayanmaktadır.
Kurtuluş Savaşı’nı düşünün. İzmir ve Anadolu’da Yunanlılar ne kadar katliam yapmışladır?
Türkiye’nin 20 Temmuz 1974 tarihindeki askeri çırması da, tam on bir yıllık tahammülün ve şımarık Yunan Cumdası’na dayanır. Yani Cunta Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlamaya ve Kıbrıs Türklerini top yekün katletmeye kalkmasaydı, kesinlikle durduk yerde Kıbrıs’a çıkarma yamazdı. Bir yerde Türkiye’yi Kıbrıs’a onlar davet etmiştir.
Türkiye her zaman Yunanistan’a dostluk elini uzatmış ama o el hep havada kalmıştır.
Türkiye silahlanma ve modern donanımlarla var olmada haklıdır. Çağdaş bir ülkenin yaptığı gibi doğallık içinde kendi silahlanmasını yapan Türkiye’yi kınamamak lazım. Bundan doğal ne vardır?
Türkiye, NATO’nun en güçlü üyesidir. Lakin Yunanistan NATO üyesi olmasına rağmen, en kaypak ve en güvenilmez olduğu zaman içinde görülmüştür.
Bir dönemin NATO Genel Sekreteri Joseph Luns, Kıbrıs çıkarması üzerine NATO’dan istifa eden Yunanistan için ne demişti, yeniden bakalım.
“Yunanistan’ın NATO’dan istifa etmesi hiç önemli değil. Önemli olan, Türkiye’nin NATO’dan istifa etmemesidir. Yunan askeri bir savaş esnasında silahını bırakıp savaş alanını terkeder, Türk askeri ise ölümüne savaşır. Kurşunu bittiğinde süngüsüne sarılır. Süngüsü de kırınca yunruğuyla savaşır.”
İşte Yunan askeri ve Yunanistan budur.
O nedenle Yunanistan bilmelidir ki Türiye kendi silahını, kendi çıkarma gemisini, kendi İHA’larını, kendi tanklarını ve daha da uçak gemisini yapmış ve hala yapmaktadır.
O nedenle Yunanistan bu gerçekleri görerek Türkiye ile aşık atmaya kalkmasın, sonra yolda kalır.
Bugün Yunanistan Avrupa Birliği’ne girmiş bir ülkedir. Düşünüyorum...
Yunansitan’ın AB’ye ne gibi bir katkısı vardır acaba. Sadece kağıt üstünde bir üye.
Gerçek odur ki, Yunanistan’ın silahlanması, Türkiye’nin kulağını terletmez. Yunan siyasileri rahat olsunlar. Yunanistan uslu durduğu sürece, Türkiye onlara dokunmaz.