Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay çok önemli açıklamalarda bulundu.
            Özersay’ın açıklaması şöyle:
            “Ülkede yolsuzluğun arttığı bir ortamda, başta Başbakan ve Bakanlar ve kilit görevlerde bulunanların bir an önce kamuoyuna açık ve şeffaf olacak şekilde mal beyanında bulunmaları gerekir.”
            Özersay’ın bu açıklamaları hiç de yabana atılacak açıklamalar değildir.  Söylenenleri doğru okumak lazım.  Yani bu ifadelerini daha net bir şekilde yazalım biz de...
            “Bir siyasi veya kamu oyu görevlisinin görev öncesi mal varlığı neydi, göreve geldikten sonra ne oldu?”
            Bence bu sorgulamayı gelmiş geçmiş bütün siyasiler için de yapmak lazım.  Yani vurgunun açığa çıkması lazım.  Ne siyasiler gördü bu toplum?  Ne vurgunlar yaptılar, özellikle İskân döneminde.
            “Nerden Buldun Yasa Tasarısı”nın Meclisten geçtiğini anımsıyordum.  Lakin Özersay’ın açıklamaları bize bu yasanın meclisten geçmediğini gösterdi.  Meğer benim de aklımda kalanlar kadük olmuş.
            Hani bir söz vardır...
            “Altında kalnanın boynu kopsun” diye bir söz.
            Kim neden ve niye gocunsun bu yasanın geçmesinden?  Kim, neden korkuyor?
            Şayet siz temizseniz ve temiz çalışmışsanız, neden gocunacaksınız?
            Bazı siyasiler bu açıklamalardan rahatsız olurlar nedense.
            Özellikle uzun siyaset hayatları eşelendiğinde çok rahatsız oluyorlar.  Geçmişte yapılan iskan ve başka şeyşerşe ilgili uygulamalardan maalesef bazı siyasiler bulundukları mevkilerini hep çıkarları için kullandılar.
            Doğruları söylemek bir erdemdir.  Bana siyasi geçmişimi sorarsanız, sapıma kadar UBP’li olduğumu söyleyebilirim.  Benim sağ görüşlü bir siyasi görüşe sahip olmam demek, yanlışlara sünger çekeceğim anlamı taşımıyor. 
Lakin UBP’den de bazı siyasilerin elde ettikleri iddia edilen mallar gündeme gelince, ben şahsen “UBP’li kimliğimi” bir tarafa bırakarak doğruları yazarım.   Muhalefetin de olmadı mı bazı yolsuzlukları?  Oldu elbette.  Hatta iskanla ilgili bir müsteşarın yolsuzluğu nedeniyle mahkemede hüküm giymesi aylarca konuşuldu ve hala konuşuluyor.
            Esasında “Nerden buldun yasası” doğru bir yasadır ve bir an evvel meclisten geçmesi lazım.  O yasa geçtikten sonra kimin boynunun altında kalacağı görülecek.
            Bazı milletvekilleri meclise ablos girmiş, mecliste uzun süre çalıştıktan sonra apartmanlar ve çok değerli mallar edinmişler.
            Lakin şu da bilinmelidir ki, hiçbir şey gizli örtülü kalmaz.
            Hani derler ya...
            “Biz kırk dervişiz, birbirimizi bilmişiz” diye bir söz.
            Hangi yolsuzluk veya vurgun açığa çıkmadı ki...
            O nedenle Kudret Özersay’ın bütün söylediklerine katılmamak mümkün değil.
            Sadece hala kafamda kalan bir soru var, onu gidermek istiyorum.  Eminim benim gibi nice insanın kafasında var bu soru.
            “Kudret Özersay neden sine-i millete gitti?”
            Halbuki Özersay milletvekilliğinden istifa etmese ve meclis kürsüsünden bu tür açıklamaları yapmış olsaydı, daha çok ses getirecekti toplumda.
            Bilemiyorum bunu neden yaptı.  Herhalde partisinin ve bütün mülletvekillerinin çok dürüst ve şeffaf olduğunu topluma kanıtlamak ve siyasi rant elde etmek için yapmıştır bu işi.  Lakin bu davranışını veya kararını diğer iki milletvekili reddedince mecburi kendi kararını uygulamaya koymak zorunda kalmıştır diye düşünüyorum.
            Bu karar, kendi tasarrufudur.  Lakin yine de doğruları söylediği ve doğrulara parmak bastığı için Kudret Özersay’ı kutluyorum.  Kudret Özersay yürekli bir siyasetçidir.  Bunu, onu gelmiş geçmiş siyaset hayatında gördük.
            Anayasamız buna cevaz veriyor, bir vatandaşın Meclise soru dilekçesi sunması için.  Hiç yoktan Özersay bu fikirlerini bir soru dilekçesi ile sunarsa, sanırım en doğru hareketi yapmış olacaktır.  O dilekçeyi hasıraltı ederler mi, onu da bilemiyorum.
            Şöyle veya böyle.  Gerçekler, gerçeklerdir.  Ne iktidar, ne de muhalefet...  Bence kimse gerçekleri söylemekten kaçınmamalıdır.  Öyle değil mi?
            İktidardan bazı siyasiler suçluysa belirlenmelidir.  Muhalefet de öyle.  Muhalefet de hükümet etmedi mi?  Etti.  Onlardan da bazı siyasiler suç işlemişlerse, onlar da açığa çıkmalı.